Dilan Kunt Ayan: İnfaz yasası sürece yayılmamalı
10. Yargı Paketi’nin beklentileri karşılamadığını ifade eden DEM Parti Riha Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Dilan Kunt Ayan, düzenlemelerin sürece yayılmaması gerektiğini söyledi.
10. Yargı Paketi’nin beklentileri karşılamadığını ifade eden DEM Parti Riha Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Dilan Kunt Ayan, düzenlemelerin sürece yayılmaması gerektiğini söyledi.
DEM Parti Riha (Urfa) Milletvekili Dilan Kunt Ayan, iktidardan yapılan eylül ve ekim aylarında yeni düzenlemeler olacağı açıklamalarının süreci zamana yaymak anlamına geldiğini, eksiklerin bir an önce yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
10. Yargı Paketi, kamuoyundaki beklentiler ve DEM Parti’nin beklentileri dikkate alınmadan Meclis Başkanlığına sunuldu. Paket, bugün Adalet Komisyonu’nda görüşülüyor.
ANF’ye konuşan DEM Parti’nin Adalet Komisyonu üyelerinden Dilan Kunt Ayan, 27 Şubat çağrısının kendilerine yüklediğini rolü, yerine getirmek için yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını hatırlattı.
Önder Apo’nun çağrı metninin sonunda yazdırdığı ‘Şüphesiz ki silahların bırakılması, hukuki olarak yapılacak düzenlemelerinin yapılmasıyla anlamlı olacaktır’ kısmını çok önemli bulduklarını kaydeden Dilan Kunt Ayan, “Bu, Türkiye'de yer alan antidemokratik yasaların derhal değiştirilmesi ve aslında demokratik, eşitlikçi yasaların yürürlüğe girmesini gerektiriyor. Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesindeki engel olan yasalardan biri de eşitsiz, adil olmayan infaz yasasıydı, ancak sunulan pakette eşitlikçi infaz yasasıyla ilgili istediğimiz düzeyde bir şey yok” dedi.
EŞİTLİK İLKESİNE VE SÜRECİN RUHUNA AYKIRI
Bu pakette yıllardır söyledikleri hasta tutsaklarla ilgili bir düzenlemede bile eksiklik olduğunu belirten Dilan Kunt Ayan, şunları söyledi:
“Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar ayrı tutuluyor. Bu, hem eşitlik ilkesine aykırı hem de sürecin ruhuna aykırı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanları ayrı tutmak demek, tahliye edilip tedavilerini hapishane dışında sürdüremeyecekleri anlamına geliyor. O yüzden bunun ayrımcı olduğunu ifade ediyoruz ve bunda bir değişiklik talebimiz ve önergemiz var. Ağırlaştırılmış hapis cezası alanlar dahil olmak üzere tüm hasta tutsaklarla ilgili konutta infaz şartı getirilmesini istiyoruz. Ağır hasta tutsaklarla ilgili ağırlaştırılış müebbet olsa dahi sonuçta bu bir tedbirdir. Hasta tutsakların tedavilerini hastane koşullarında geçirmesi için bir tedbirdir. Bir diğeri ise ağırlaştırılmış hapis cezası alanları ayrı tutmuşlar ve ‘Topluma zararlı olmayacağı anlaşılan kişiler hakkında bu karar verilebilir’ şartı koymuşlar. Bu çok afaki, soyut bir tabir. Mesela bunun bilgisini nereden alacaklar? İçişleri Bakanlığı kolluğa yazı yazacak ve ‘Bu kişi toplumu tehdit eder mi?’ diye soracak. Kolluk da elbette ki suçun mahiyetine, durumuna göre, kişisel, afaki, soyut beyanlar yazacak. Yine bu durum hâkimin takdir yetkisi bırakılmış. İnfaz hakimliği kararı verecek. O da yine çok soyut ve geniş bir takdir yetkisiyle bu kararı verecek. Biz bunu da eşitlikçi bulmuyoruz, bunun da düzeltilmesi gerektiğini ifade ettik.”
COVID YASASI EŞİTSİZLİĞİ GİDERİLMELİ
Daha önce çıkarılan Covid Yasası’nın bu pakette yer dahi almadığını hatırlatan Dilan Kunt Ayan, şöyle devam etti:
“Covid salgını döneminde çıkarmış oldukları bir yasaydı. Kişilerin almış oldukları cezaların kararlarının kesinleşme tarihlerine göre belirlediler. Buna da bir sınır getirdiler. 31 Temmuz 2023 itibarıyla hakkında karar kesinleşenler 5 yıl denetime ayrılabilecek, dediler ama 1 Ağustos 2023 itibarıyla cezası kesinleşenler bundan yararlanamadı. Bunun da eşitsiz bir şekilde yapıldığını ortaya koyuyoruz. İnfaz kanunları hiçbir zaman kararın kesinleşmesi tarihine göre yapılmaz, suç tarihine göre yapılır. Burada da bu düzenlemeye gidilmesi gerekirken maalesef yapılmadı.
O dönemde Covid Yasası’nı çıkarırken yine politik tutsakları ayırdılar. Biz bu tasarıda aslında hem adliler için hem siyasi politik tutsaklar için Covid Yasası’nın eşitlenmesini talep ediyorduk. İnfaz rejiminin eşitlenmesini talep ediyorduk fakat bunu da yapmadılar.
KOMİSYONDA DA MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİZ
Yine bu tasarıda mükerrere özgü bir düzenleme var. Elbette ki adlilerle ilgili olan kısmın olumlu olduğunu ifade etmek gerekiyor infaz kanunu eşitlenmesi açısından. Bunda da yine TMK-17'de bulunan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarıyla ilgili cezanın tamamını yatma halini düzenlemediler. Sadece adlilerle ilgili bir kısım düzenlediler. Oysa ki TMK-17'nin tamamen kaldırılması gerekiyordu, çünkü eşitsiz bir infaz uygulaması. Biz tüm bu değerlendirmelerimizi yaptık. Komisyonda hem değişiklik önergesi hem de eklenebilmesi için de bunları ifade edeceğiz.”
ADIMLAR BİR AN ÖNCE ATILMALI
Yeni düzenlemelerin eylül ve ekim aylarına sarkacağına ilişkin açıklamaları da değerlendiren Dilan Kunt Ayan, şöyle konuştu:
“İktidar kanadından ilerleyen dönemlerde bu yasaların peyderpey çıkacağını ifade edildi fakat infaz yasasını sürece yaymayı doğru bulmadığımızı ifade ediyoruz. Sürecin ruhu bunu gerektirir. Haliyle insanlar somut adımları görmek istiyor. Evet, şu an aslında hasta tutsaklarla ilgili bir adım var fakat bu adımlar neden daha fazla hızlandırılmıyor? Neden bu adımlara ayrımlar konuluyor? Bir sürece yayma halini görüyoruz. Mesela bu pakette tüm politik tutsakları kapsayan adımlar olsa insanların bu süreci yaklaşımını toplumsallaştırılması ve güçlendirmesi açısından muazzam bir gösterge olacaktı. O yüzden biz geç olmadan, daha fazla sürece yaymadan bir adım atılması gerektiğini düşünüyoruz.”