‘Sayın Öcalan özgür çalışma koşullarına kavuşmalı’
'Umut hakkı'nın bir pazarlık konusu olamayacağını kaydeden Amed Barosu’ndan Baver Mızrak, "Sayın Öcalan’ın süreci sağlıklı yürütebilmesi için özgür çalışma olanaklarına kavuşması gerekiyor" dedi.
'Umut hakkı'nın bir pazarlık konusu olamayacağını kaydeden Amed Barosu’ndan Baver Mızrak, "Sayın Öcalan’ın süreci sağlıklı yürütebilmesi için özgür çalışma olanaklarına kavuşması gerekiyor" dedi.
Avukat Baver Mızrak, Türk hükümetinin evrensel ve insan hakları temelli insancıl hukukun gereğinden sakındığını söyledi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 26 yıldır tecrit altında tutulan Önder Apo'nun 27 Şubat’taki çağrısının üzerinden iki ay geçmesine rağmen ‘umut hakkı’ konusunda bile adım atılmadı. ANF'ye konuşan Amed Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Baver Mızrak, yıllardır hem baroların hem de sivil toplum örgütlerinin 'umut hakkı'na dair çağrılarda bulunduğunu hatırlattı.
Daha önce Türkiye yasalarına göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının olmadığını, ya 30 yılla sınırlandırılmış müebbet ya da idam cezası olduğunu anımsatan Av. Mızrak, “Sayın Öcalan’ın yargılamaları sonrasında verilen idam kararına dönük AİHM’in tedbir kararı geldi, ardın AB Uyum Yasaları da gözetilerek idam cezası kaldırılıp ölünceye kadar hapis cezası şeklinde düzenleme yapıldı. Sayın Öcalan’ın avukatları tarafından AİHM'e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası itiraz edildi. AİHM, ölünceye kadar hapis cezası ve buna bağlı infaz rejiminin işkence olduğuna dönük karar verdi" dedi.
İNSANCIL HUKUK YOK SAYILIYOR
AİHM'in 2024’te Türkiye'nin ‘umut hakkı'na dair iç hukukta düzenleme yapması için çağırı yaptığını anımsatan Mızrak, şöyle devam etti: “Türkiye’ye Eylül 2025’e kadar verildi. Devlet Bahçeli'nin açıklamasıyla beraber bu konu tekrar tartışılmaya başlandı. Şunu belirtebiliriz; aslında herhangi bir sürece bağlı olmadan, süreçten bağımsız bir şekilde temel hak ve özgürlükler çerçevesinde bu hakkın değerlendirilmesi lazım. Evrensel ve insan hakları temelli insancıl hukuk bunu gerektiriyor. Yalnız 100 yıldır devam eden Kürt sorunu nedeniyle insancıl hukuk, pazarlık konusu yapılabiliniyor. Son bir kaç aydır başlayan diyalog süreciyle beraber bu konunun pazarlık konusu haline gelmiş olduğunu görüyoruz. Devlet, bizce kendine göre bu sürecin lehine yürümesi ve örgütün silah bırakması adına bir tehdit ve pazarlık unsuru olarak kullanıyor. Hem dünya deneyimlerine hem de Türkiye’deki mevcut pratiklere baktığımız zaman Sayın Öcalan’ın bu sürecin sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi için özgür çalışma olanaklarına kavuşması gerekiyor.”
TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERE BASKI
Türkiye'de temel hak ve özgürlüklere yönelik ciddi baskılar olduğuna işaret eden Mızrak, şöyle konuştu: “Sadece 'umut hakkı'na değil, temel hak ve özgürlüklere baskı ile diğer antidemokratik uygulamalarda Türkiye'nin mevcut pozisyonunun devam ettiğini görüyoruz. Bu biraz da uluslararası güç dengelerinden aldığı pozisyonla alakalı bir durum. Avrupa Konseyi de temel ve hal özgürlüklerin sağlanamaması üzerine herhangi bir yaptırım kararı vermiyor. Ortadoğu ve dünyanın içinde bulunduğu değişim dönüşüm sürecinde Türkiye'ye biçilen rol ile alakalı bir durumdur.”